29 Mart 2008 Cumartesi

anlatım teknikleri

ANLATIM TEKNİKLERİ
1- Vakit hayli ilerlemişti. Vadiden gelen suyun şırıltı­sı gecenin kendine özgü sessizliğini bozuyordu. Balkona kadar uzanan elma ağacının dalları bir sağa bir sola sallanıyor, olgunlaşan elmaların ne­fis kokusu etrafı sarıyordu. Bu güzel yaz akşa­mında yaşlı adam kucağındaki sevimli kedisinin yumuşak tüylerini okşuyor, onun mırıltılarının kendisi için dinlendirici bir musiki olduğunu söy­lüyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki duyular­dan hangisine başvurulmamıştır?
A) işitme B) Görme C) Koklama
D) Tatma E) Dokunma

Geniş bir bahçe içinde tek katlı bir ev ... Gürül gürül yanan şömine ancak geniş salonu ısıtabiliyor. Perdeleri açılmış yekpare bir pencereden, dışarıda dalları hışırdayan bir ağacın kapkara silueti görünüyor. Cilalı parkeden zemin­de, parlak renkli kum zerrecikleri, deniz kabukları ve mumlar göze çarpıyor.
Bu betimlemede, ayrıntıların seçiminde aşağıdaki du­yuların hangilerinden yararlanılmıştır?
A) Koklama - işitme B) işitme - dokunma
C) Görme - işitme D) Koklama - dokunma
E) Görme - koklama

işten eve dönerken, bizim sokağa teğet geçen caddede, çok yakınımdan gelen acı bir fren sesiyle irkildim. Başımı çevirip bakınca, mavi renkli bir otomobilin yol kenarında duran bir minibüse çarpmak üzereyken güçlükle dura­bildiğini gördüm. Lastiklerin sürtünmesinden kaynaklanan kokuyu hissettim. Direksiyonda orta yaşlı bir adam vardı. Müthiş bir kaza ile burun buruna gelmenin şokunu at­latınca geri vitese takıp biraz arkaya gitti ve yoluna devam etti. Şimdi arabasının camlarını açabilir, dışarıdan gelen serin havayı ciğerlerine çekerek derin bir nefes alabilirdi. Bu parçada, aşağıdaki duyulardan hangisiyle algıla­na bilecek bir ayrıntıya yer verıımemiştlr?
A) işitme B) Görme C) Koklama
D) Tatma E) Dokunma

O gün öğle vakti hava ansızın karardı. Kar yağmaya başladı. Günü odamda geçirdim. Tadı damağımda kalan kış yiyeceklerinden oluşan akşam yemeğini annem ve babamla yedim. Soğuktu. Sabah olduğunda bu odadan çıkıp duvarları pütür pütür, badanasız odaya girdim. Odada dikkatimi çeken şey duvar dibindeki ağaç istifiydi. Odunların yanında duruyor, elimi değdiriyor, koca yarma­lardan gelen acayip kokuyu içime çekiyordum. Ağaç par­çalarını getiren babamın gücüne hayranlık duyuyordum aynı zamanda.
Bu parçanın anlatımında, ayrıntılar seçilirken aşağı­daki duyulardan hangisine yer verilmemiştir?
A) Tatma D) işitme B) Dokunma E) Koklama C) Görme

HANGİSİ SÖYLENEBİLİR/SÖYLENEMEZ
2- Toplumun vanalarını ellerinde bulunduran yaşlı kuşaklar, belki bu değişim gerçeğini yeterince algılayamıyorlar. Gençlerin üstüne yüklendikçe sağlıklı bir toplum yarata­caklarını sanıyorlar. Gençler de kuşaklar arası çelişkileri n uçurum boyutu kazanması karşısında bunalımlara düşü­yor, geleceğe umutla bakma diriliklerini yitiriyorlar.
Bu parçanın anlatımı için, aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Konuyla ilgili terimler kullanılmıştır.
B) Düşünce değişik örneklerle açıklanmıştır.
C) Bir davranışın eleştirisi yapılmıştır.
D) Okur üzerinde izlenim yaratılmak istenmiştir.
E) Nesnel yargılarla kesinlemelere gidilmiştir.

Evet sessizlik dedim, benim bir süredir kavuştu­ğum bir sessizlik parçası var; var da arada bir gündüzleri birkaç kilometre ötede patlayan dina­mitler ve ardından göğe yükselen o toz duman olmasa, daha huzurlu sayacağım kendimi. Dina­mitler de neyin nesi, diyeceksiniz; efendim dağ­lan tepeleri yerle bir ediyorlar... Güzelim yeşil te­peler akçıl renkte ve enkaz halinde, delik deşik... Kısacası nereye giderseniz gidin, isterseniz ka­çın, acımasızlık, vurdumduymazlık, gaddarlık, vurgunculuk peşinizden geliyor. Cehalet ise zift karası...
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Anlatıma duygular katılmıştır.
B) Karşılaştırmalardan yararlanılmıştır.
C) Değişik duyulardan yararlanılmıştır.
D) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
E) Betimlemelere yer verilmiştir.
Güneş kuzeyin gecelerinden af dilermiş gibi... Kapkaranlık geçen uzun ve karanlık gecelerden yazın af diliyor. Batacakmış gibi yapıp yeniden saat 4'te doğuyor... Darası alınmış bir beyazlık, buğulu camların arkasından süzülerek gecelerin üstünü örtmekte... Bir yaprağın üzerindeki kırağı... Griyi, siyahı, karanlığı paramparça eden denize vurmuş ay ışığı... Beyaz, aydınlık bir gökyüzü: "Yeter artık yaşadığın şu samimiyetsiz ve kirli dünyada... Gel artık benim kucağıma..." der gibi çağırıyor insanı...
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
B) Bitmemiş cümleler kullanılmıştır.
C) Kişileştirmeden yararlanılmıştır.
D) Anlatıma yorum katılmıştır.
E) Üçüncü kişinin ağzından anlatılmıştır.

Genç kız, bir süre çeşmeye baktı. Su, yosun bağlamış bir yalağa döküıüyordu. incecikti, serçe parmak bÜYÜklüğün­de akıyordu. Yalağın göleğinde yavaş yavaş halkalanıyor, büyüyor, küçülüyor, sonra çeşitli şekillere bürünüyordu. Az ileride su, söğüt gölgesi ve yemyeşil otlar birbirine girmiş, karışmış görünüyordu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak, aşağıda verilen­lerden hangisi doğrudur?
A) Okuyucu, hareketli bir olay ya da bir kurgu içinde yaşatılmak istenmiştir.
B) Yazar, düşünce ve kanııarda değişiklik yaratmayı amaçlamıştır.
C) Okuyucuya bir konu hakkında öğretici ve nesnel bilgi­ler aktarılmıştır.
D) Bir yer, doğa parçası ya da bir nesne sözcüklerle resmedilmiştir.
E) Soyut kavramlar, benzetmelerden yararlanılarak somutlaştırılmıştır.

3 - Bizim ailede sofraya hep birlikte oturulurdu. Tahtadan, yuvarlak yemek masasına, yine tahtadan sandalyeleri iyice yanaştırıp etrafına dizilirdik. Masa örtüsünü dizlerimizin üzerine çekerdik. Babam en rahat sandalyeyi alarak baş köşeye kurulurdu. Ben sağına yerleşirdim, kız kardeşim de soluna otururdu. Babamın tam karşısında annem geçerdi. Babam, yemeğe başlamadan önce bana bir göz işareti yaparak yemek duasını yapmamı isterdi. Dua yapılır, sessizce yemek yenir ve babamın içtiği sigaranın bitmesi beklenirdi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Betimleme – Açıklama
B) Öyküleme – Örnek verme
C) Betimleme – Öyküleme
D) Açıklama – Öyküleme
E) Açıklama – Örnek verme
Açık kestane rengi yanakları arasında kıpkızıl bir nehir gibi uzanan dudaklarında bir kahkaha koptu önce. Birkaç kilometre uzaklıktaki insanlar bile kadifemsi bir bez parçasıyla kulaklarının okşandığını hissettiler bu kah ka­hayla. Sonra sustu kadın. Başını göğe kaldırıp baktı bir süre. Bir bulut kümesi, bulunduğu sürüden ayrılmış, ters yöne doğru i1erliyordu gökyüzünde. Kadın gökyüzüne baktığında bulutun mavisi çoktan karışmıştı gözlerinin rengine. içinde telaşla dört nala koşan bir atın toynak­larına değdi bulut. Korkularına değdi. Düşlerine, düşünce­lerine ...
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?
A) Betimleme - Öyküleme
B) Açıklama - Tanımlama
C) Tartışma - Karşılaştırma
D) Tanımlama - Örnekleme
E) Açıklama - Benzetme
- - - - bir varlık ya da kavramı, genel özellikleriyle tanıt· mak; "Bu nedir?" sorusuna cevap olacak biçimde, kısa ve özlü olarak açıklamaktır. iki ya da daha fazla varlığı aralarındaki benzerlik yahut farklılığı göstermek amacıyla çeşitli yönlerden ele alıp kıyaslamaya ,se - - - - diyoruz. Bu parçada boş bırakılan yerlere, aşağıda verilen ler­den hangileri getirilmelidir?
A) Tanımlama - Karşılaştırma
B)Betimleme - Benzetme
C) Açıklama - Somutlama
D) Kişileştirme - Örnekleme
E) Tanımlama - Örnekleme
Şehrin bulunduğu tepeden inip diğer bir tepeye doğru tırmandık ve kendimizi şehrin bir başka kenar mahallesinde bulduk. Buradaki halkın ta­mamı göçmen. Sakin görünüşlü ihtiyarlar, dal gi­bi delikanlılar, melodili konuşmaları ile havayı dolduran saçları örgülü kadınlar, ortalıkta ser­bestçe dolaşan köpek ve tavuklarla oynayan kur­naz yüzlü ufak çocuklar...
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gileri ağır basmaktadır?
A) Öyküleme - örneklendirme
B) Açıklama - betimleme
C) Betimleme - öyküleme
D) Örneklendirme - betimleme
E) Somutlama - öyküleme
DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
4 - Küçük bir gemi yanaşıyor, Beşiktaş vapur iskelesine. Martılar ona çığlıklarıyla eşlik ediyor. Gün doğuşunu izleyen dakikalarda insanlar birer ikişer dolduruyorlar sokakları, kaldırımları. Yol kenarındaki taksiler, gecenin yorgunluğunu atıyor. Cami avlusunda birbiriyle oynaşan güvercinler... Büyük köprüdeki emektar kahvede sabah çayları içiliyor; buharlar yükseliyor bardaklardan, pencereden içeriye dolan güneşle birlikte.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Birden çok duyuya seslenme
B) Betimleyici bir yol izleme
C) Kişileştirme yapma
D) Gözlem gücüyle ayrıntılar seçme
E) Örneklerden ve karşılaştırmalardan yararlanma

Konya’nın değişik bir mimariyle yapılmış evleriyle ünlü caddesi İstasyon... Cadde üzerindeki tarihi evlerden biri... Badanası solmuş, sıvaları yer yer dökülmüş. Pencere pervazları da doğaya direniyor; bir bakıma evin sahibi yaşlı kadını andırıyor. Ev de yorgun, sahibi de. Ne var ki yaşam sürüyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?
A) Örnekler vermeye
B) Kişileştirmeden yararlanmaya
C) Eksiltili cümleler kullanmaya
D) Benzetme yapmaya
E) Kişisel izlenimleri belirtmeye

Yazarken ilk cümle çok önemlidir. Bütün mesele ilk cümleyi tam yerine yerleştirebilmede. Yazar, bir güne başlarken, o günün ilk cümlesini bir an öncel yazabilmeli. Shakespeare’in çok güzel bir sözü var bu konuda: "Yazar ilk cümleyi bulabilmişse bıraksın gerisini asistanları yazar." Doğrusu bu sözün gerçekliğini yazarlık yaşamımda o kadar çok yaşadım ki...
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Örneklendirme B) Karşılaştırma
C) Tanımlama D) Tanık gösterme
E) Kişileştirme
Sanatçı eserini ortaya koyarken yalnız değildir. Fransız düşünürü Taine: “ İnsanın fikir ürünleri de doğa ürünleri gibi, içinde bulundukları çevre ile açıklanırlar.” diyor. Gerçekten doğa koşullarıyla sanatçı arasında bir bağ vardır. Endülüs’teki İslam sanatı eserleri ile Selçuklu eserleri arasındaki dış yapı bunun için farklı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden faydalanılmamıştır?
A) Açıklamaya B) Somutlaştırmaya C) Karşılaştırmaya
D) Tanık göstermeye E) Öykülemeye
Dil işlevi
5 - Aşağıdakilerden hangisinde dil göndergesel işlevde kullanılmamıştır?
A) Öğretici anlatım B) Açıklayıcı Anlatım C) Tartışmacı Anlatım
D) Kanıtlayıcı Anlatım E) Destansı Anlatım
Aşağıdakilerden hangisinde dil göndergesel işlevde kullanılmıştır?
A) Açıklayıcı Betimleme B) Destansı Anlatım C) Emredici Anlatım
D) Öyküleyici Anlatım E) Düşsel Anlatım
Aşağıdakilerden hangisinde dil ötesi işlev kullanılmaz?
A) Sanatsal Betimleme B) Geleceğe dayalı anlatım C) Düşsel Anlatım
D) Öyküleyici Anlatım E) Emredici Anlatım
Aşağıdakilerden hangisinde dil ötesi işlev kullanılır?
A) Tartışmacı Anlatım B) Söyleşmeye dayalı anlatım C) Emredici anlatım
D) Destansı Anlatım E) Öyküleyici Anlatım

ANLATIMIN NİTELİKLERİ

6 - Göz boyamaya, sözcüklere takla attırmaya, iletisini süslü kılıklar içinde dolaştırmaya gereksinim duymaz. Kendine özgü bir anlatımı vardır. Kimseyi taklit etmez, hiçbir ya­zara öykünmez. Süslü, sanatlı anlatımdan, benzetme ve mecazlardan uzak durur. Onun cümlelerini hemen tanırsınız. Kısa ve öz anlatmaya, gereksiz sözcüklerden kaçınmaya özen gösterir.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada tanıtılan yazarın anlatım özelliklerinden biri olarak verilmemiştir?
A) Nesnellik C) Yalınlık E) Özgünlük B) Duruluk D) Özlülük

Sıcak ve usta anlatımıyla okuru adeta büyüleyen bir ya­zardır Gabriel Garcia Marquez. Yazdığı kitaplarla bugüne kadar dünyada yüz milyondan fazla kişi ile buluşmayı, on­larla el sıkışmayı başarmıştır. Hiç gidilmemiş bir yolda, hiç giyilmemiş pabuçlarla yürüdüğünden olsa gerek, dünya edebiyatının vazgeçilmezleri arasına şimdiden girmiştir.
Yukarıdaki parçaya göre, "Gabriel Garcia Marcıuez"i vazgeçilmez kılan nitelik aşağıdakilerden özellikle hangisidir?
A) Yoğunluk B) Yalınlık C) Doğallık
D) Özgünlük E) içtenllk


YAZI TÜRÜ –ANLATIM TÜRÜ
7 - Denemede daha çok aşağıdaki anlatım türlerinden hangileri kullanılır?
a-Öyküleyici anlatım-Betimleyici anlatım
b-Gelecekten söz eden anlatım-Düşsel anlatım
c-Kanıtlayıcı anlatım-Tartışmacı anlatım
d-Açıklayıcı anlatım-Kanıtlayıcı anlatım
e-Betimleyici anlatım-Tatışmacı anlatım

Romanda aşağıdaki anlatım türlerin-
den hangilerinden yaralanılır?
a-Öyküleci anlatım –Düşsel anlatım
b-Gelecekten söz eden anlatım-Coşkuya dayalı anlatım.
c-Destansı anlatım-Mizahi anlatım
d-Kanıtlayıcı anlatım-Emredici anlatım

Köşe yazılarında (fıkra) aşağıdaki anlatım türlerinden hangileri daha çok kullanılır?
a-Öyküleyici anlatım-Betimleyici anlatım
b-Öyküleyici anlatım –Mizahi anlatım
c-Destansı anlatım-Açıklayıcı anlatım
d-Kanıtlayıcı anlatım -Açıklayıcı anlatım
e-Öğretici anlatım-Emredici anlatım

Hatıra yazı türünde aşağıdaki anlatım türlerinden hangileri daha çok kullanılır?
a-Düşsel anlatım-Betimleyici anlatım
b-Öyküleyici anlatım-Çoşku ve heyecana bağlı anlatım
c-Destansı anlatım-Betimleyici anlatım
d-Coşku ve heyecana bağlı anlatım –Betimleyici anlatım
e-Öyküleyici anlatım-Betimleyici anlatım
ANLATIM TÜRÜ BİLGİLERİ D/Y
8 - Gelecekten söz eden anlatım ve düşsel anlatım için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Her ikisi de yazarın hayal dünyasının zenginliğinin bir ürünüdür.
B) Her ikisinde de anlatılan konu bilimsel temellere dayandırılır.
C) Düşsel anlatımda yazar kendini gizlerken geleceğe dayalı anlatımda yazar olayın kahramanıdır.
D) Gelecekten söz eden anlatımda dil göndergesel işlevde, düşsel anlatımda ise sanatsal işlevde kullanılır.
E) Geleceğe dayalı anlatım makalelerde, düşsel anlatım şiirlerde kullanılır.
Gelecekten söz eden anlatım ve düşsel anlatım için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Her iki anlatım biçiminde de dil sanatsal işlevdedir.
B) Geleceğe dayalı anlatımda cinler, devler, periler; düşsel anlatımda ise yazarın ulaşmak istediği hayaller anlatılır.
C) Her ikisinde de olması mümkün olaylar anlatılır.
D) Geleceğe dayalı anlatım kanıtlayıcı anlatımla, düşsel anlatım da öyküleyici anlatımla iç içedir.
E) Düşsel anlatım romanlarda, geleceğe dayalı anlatım makalelerde kullanılır.

9 - Aşağıdakilerden hangisi tartışmacı anlatım için söylenemez?
A) Konu iki farklı bakış açısına göre ele alınır.
B) Konu belli bir plan doğrultusunda açıklanır.
C) Sadece savunulan düşünceye yer verilir.
D) Yazar, kanıtlanmış bilgilerle düşüncesini kabul ettirmeye çalışır.
E) Dil göndergesel işlevde kullanılır.

Aşağıdakilerden hangisi emredici anlatım için söylenemez?
A) Bir işin nasıl yapılacağına dair talimatlar içerir.
B) Dil, alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır.
C) Öğretici ve açıklayıcı yönleri de vardır.
D) Genellikle ikinci şahsa seslenilir.
E) Sözcük türü olarak en çok sıfatlara yer verilir.
Aşağıdakilerden hangisi kanıtlayıcı anlatım için söylenemez?
A) Okuyucuyu ya da dinleyiciyi ikna etmek amacıyla yazılır.
B) Dil, alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır…
C) Makale, fıkra, deneme gibi türlerde kullanılır.
D) Konu tüm yönleriyle tanıtıldıktan sonra kanıtlamaya geçilir.
E) Kanıtlama amacıyla tanık gösterme, karşılaştırma, sayısal verilerden yararlanma gibi tekniklerden faydalanılır.
Aşağıdakilerden hangisi öğretici anlatım için söylenemez?
A) Dil, alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılır…
B) Bir konu hakkında açıklama yapmak amacıyla yazılır.
C) Daha çok ansiklopedilerde, ders kitaplarında görülen bir anlatım türüdür.
D) Dili sade ve anlaşılırdır.
E) Okuyucuyu ya da dinleyiciyi bilgilendirmek amacıyla yazılır.

ANLATIM TÜRÜ AŞAĞIDAKİLERDEN HANGİSİDİR?
10 - Uyumaya ihtiyaç duymuyorlardı, bir insanın kalbinin uyuduğundan daha fazla uyudukları söylenemezdi. Tekrar güç kazanması gereken büyük çaplı bir kas sistemleri olmadığından, bu periyodik dinlenme işlemi onların bildiği bir şey değildi. Öyle görünüyordu ki ya çok az yoruluyorlar ya da hiç yorgunluk duymuyorlardı. Dünyadayken hareket edebilmek için mutlaka bir çaba harcamaları gerekiyordu ama yine de sonuna kadar hareket hâlinde kalabiliyorlardı. Yirmi dört saatin yirmi dört saatinde de çalışıyorlardı, dünyadaki canlılar arasında belki karıncalar için bu durumun geçerli olduğu söylenebilir.
Yukarıdaki alıntının oluşturulduğu anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?
a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Kanıtlayıcı anlatım d-Düşsel anlatım
e-Emredici anlatım.
Eti bir tencereye koyup, içine kıyılmış soğanı ve margarini ilave edin. Orta hararetli ateşe koyup, soğanlar hafif sararıncaya ve et de kendi bıraktığı suyu çekinceye kadar kavurun. Kabukları soyulmış ve fındık büyüklüğünde doğranmış domatesi veya sulandırılmış salçayı koyup, 1-2 defa daha karıştırarak domatesi öldürün. 5-6 Su bardağı su koyup, akşamdan ıslanmış veya haşlanmış fasulyeyi yıkayıp ilave edin. Kırmızı ve yeşil biberi yıkayıp fasulyeye ekleyin. Orta hararetli ateşte et ve fasulyeler iyice yumuşayıncaya kadar pişirin. İnmesine yakın tuzu atıp 1-2 taşım daha kaynatın. Fasulyelerin suyu yüzeylerine inince ateşten alın. Servis tabağına boşaltıp, sıcak olarak servis yapın.
Yukarıdaki alıntının oluşturulduğu anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?
a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Kanıtlayıcı anlatım d-Açıklayıcı anlatım
e-Emredici anlatım
Küresel iklimdeki gözlenen ısınmanın yanı sıra, en gelişmiş iklim modelleri. küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında 1990-2100 dönemi için 1.4 C° ile 5.8 bir artış olacağını öngörmektedir'.Küresel sıcaklılık-
lardaki artışlara bağlı olarak da hidrolojik döngünün değişmesi, enerji temin güvenliği ve su kay-naklarının hacminde ve kalitesinde azalma, kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün alansal daralması, deniz seviyesinin yükselmesi, kıyı ekosistemlerinin olumsuz etkilenmesi, kuraklık ve sele maruz kalan bölgelerde tarım ve mera bölgelerinde azalma, iklim kuşaklarının yer değiştirmesi ve yük-sek sıcaklıklara bağlı salgın hastalıkların ve zararlıların artması gibi, dünya ölçeğince sosyo-ekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan etkileyecek önemli değişiklerin olabileceği beklenmektedir.
Yukarıdaki alıntının oluşturulduğu anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?
a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Gelecekten söz eden anlatım
d-Kanıtlayıcı anlatım e-Açıklayıcı anlatım

Dur, o kadar coşma, diye söz aldı A., şiir elbette anlamsız olamaz. Bu arada senden yanayım. Son yıllarda, kelimeleri boşuna harcanmış emek sayarım. Şiirin ne olduğunu anlamadan bu yola sapanları kendi hâllerine bırakmalı. Zaman onların hakkından gelir. Ama her kapalı şiire de kötü şiir gözüyle bakma-mak gerek.
— Bence, dedi, sanatı bilinçaltı süzgecinden geçirmeye çalıştıkları için, şiirleri kapalı sanılıyor. Ama onlar henüz söyleyişlerini bulmuş değiller. Oysa edebiyatta, hele şiirde, söyleyiş görüş açısının ta kendi-sidir. Bilinçaltının beslediği ilk zenginlik, şaire özgü açıdan, dış gerçeği aydınlattı mı, dil de söyleyiş de
Yukarıdaki alıntının oluşturulduğu anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?
a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Tartışmacı anlatım d-Kanıtlayıcı anlatım
e-Açıklayıcı anlatım

11 - Soğuk, buz kesen bir kasaba akşamı. Mahalle kahvesinin camları içerinin sıcağıyla silme buhar olmuş. Kahvenin içi tıka basa insan dolu. Kimi kağıt oynuyor, kimi tavla. Kahvenin tam ortasında kıpkırmızı olmuş odun sobası. Kahveci orta yaşlı, pos bıyıklı, kara yağız bir adam... En dipte sigara dumanından iyice görünmez olmuş birkaç ihtiyar, harp zamanlarından bahsediyorlar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Tartışmacı anlatım d-Kanıtlayıcı anlatım
e-Açıklayıcı anlatım
Çağdaş eğitim, bireyi bilgi ile donatmaktan çok, ona kendi kendine bilgi edinme yollarını öğretmeyi amaçlar. Bireyde, sağlıklı düşünme, doğru anlama, toplum içinde türlü durumlara olumlu uyum sağlayabilme yeteneklerinin geliştirilmesini ister. Sağlıklı düşünme, öncelikle dilin işleyiş düzeninin kavranmasına bağlıdır. Bu sebeple kişinin eğitimi ile ana dili arasında doğrudan bir bağlantı vardır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Tartışmacı anlatım d-Kanıtlayıcı anlatım
e-Açıklayıcı anlatım
n Gene bir eski özlemdir, gidiyor. Yeniye kötü kötü bakıyorlar, mana yokmuş, güzel değilmiş, düşünmekten, çalışmaktan kaçınan kimselerin ne yaptıklarını bilmeden ortaya attıkları şeylermiş. Geçmişin büyük eserlerini inceleyip de onlardan örnek almalıymışız. Oysa ki asıl, yeni zordur; yeninin manasını anlamak, güzelliğini duymak zordur. Bunun için alışkanlıklarımızı aşmak, dikkatimizi işletmek gerekir.
a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Tartışmacı anlatım d-Kanıtlayıcı anlatım
e-Açıklayıcı anlatım
Hani bir zamanların yan yana sıralı, bahçeli evlerinden biridir bu. Sarmaşıklarla, hanımel-leriyle çevrili ve gölgeli. Bahçe kapısı mutlaka çıngıraklıdır. Geleni gideni haber verir. Bir de o güzelim avizeler, bahçeleri, balkonları süsleyen karpuz lâmbalar... Mevsim belki kıştan çıkış, bahar başı, mangallar henüz odalarda aranıyor. İşte böyle tahtaları sakız gibi ovulmuş, dolapları dantel örtülü, perdeleri delik işi güzelim bir ev...
a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Tartışmacı anlatım d-Kanıtlayıcı anlatım
e-Açıklayıcı anlatım
Güneş kuzeyin gecelerinden af dilermiş gibi... Kapkaranlık geçen uzun ve karanlık gecelerden yazın af diliyor. Batacakmış gibi yapıp yeniden saat 4'te doğuyor... Darası alınmış bir beyazlık, buğulu camların arkasından süzülerek gecelerin üstünü örtmekte... Bir yaprağın üzerindeki kırağı... Griyi, siyahı, karanlığı paramparça eden denize vurmuş ay ışığı... Beyaz, aydınlık bir gökyüzü: "Yeter artık yaşadığın şu samimiyetsiz ve kirli dünyada... Gel artık benim kucağıma..." der gibi çağırıyor insanı...
a-Öyküleyici anlatım b-Betimleyici anlatım
c-Tartışmacı anlatım d-Kanıtlayıcı anlatım
e-Açıklayıcı anlatım

Hiç yorum yok: