31 Mart 2008 Pazartesi

eleştiri tenkit

ELEŞTİRİ:
Bir edebiyat ve sanat eserini çeşitli yönleriyle inceleyip, açıklamak, anlaşılmasını sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazılara eleştiri (tenkit ) adı verilir. Bu alanda sürekli eser veren yazarlara da “münekkit” ( eleştirici) denir. Eleştiri edebiyat ve sanat eserlerini açıklama ve yargılama sanatı diye de tanımlanabilir.Bu durumda,eleştirmen de başkalarının yazılarını yargılamakla kendini görevli sayan bir yazardır.Eleştiri yazılarında bir edebiyat ve sanat eseri tanıtılır, biçim ve öz bakımından özelliği açıklanır,edebiyat ve sanat eseri tanıtılır,biçim ve öz bakımından özelliği açıklanır,edebiyat ve sanat tarihi bakımından önemi ve değeri belirtilir;bu arada yetersizlikleri de ortaya konur. Başka bir deyişle edebiyat ve sanat eseri üzerinde yorum ve değerlendirmeler yapılır.
ELEŞTİRİ TÜRÜNÜN GELİŞMESİ : Bugünkü anlamda eleştiri türünün önce Batı edebiyatında başladığınısöyleyebiliriz.Eserleriyle bu yazı türünün gelişmesine katkıda bulunan ilk yazarların tamamı Fransızdır. (Nicalos Boileau – Saint Beuve – Hippolyte Taine ) Türk edebiyatında eleştiri alanında yazı ve eserlere çok az rastlanır. Eleştiri örnekleri bizde Tanzimat ile başlar.İlk eleştiri yazısını Şinasi yazmıştır. Onu, “ Edebiyatımız Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir” başlığı altındaki yazısıyla (1866) Namık Kemal ve “Şiir ve İnşa” makalesiyle Ziya Paşa izlemiştir.Daha sonraki yıllarda Cevdet Paşa’nın “ Belagat-i Osmaniye” ve Recaizade Mahmut Ekrem’in “Talim-i Edebiyat” adlı kitapları eleştiri alanında değişik görüşlerin ortaya çıkmasına, hatta kalem kavgalarına yol açmıştır. Edebiyat- Cedide döneminde eleştiri alanında daha belirgin bir canlılığa rastlarız.O yıllarda eleştirileriyle dikkat çeken edebiyatçılar arasında Tevfik Fikret, Halit Ziya, Cenap Şahabettin, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit Yalçın ve Ahmet Şuayip’i sayabiliriz. Ancak edebiyatımızda eleştiri türü Batıdaki anlamıyla 1908’den sonra gelişmeye başlamıştır.” Yeni Lisan”,”Milli Edebiyat”, “Milli Vezin “ gibi önemli sorunlar kimi şair ve yazarları bu konuda yazılar yazmaya yöneltmiştir.(Fuat Köprülü, Ali Canip Yöntem, Reşat Nuri Güntekin, Abdülhak Şinasi Hisar gibi) Cumhuriyet döneminde eleştiri alanındaki uğraşlar şiir, roman, tiyatro ve sinema gibi çeşitli sanat dallarını da kapsayacak biçimde yoğunlaşmıştır.Nurullah Ataç, Refik Ahmet Sevengil, Sabri Esat Siyavuşgil, Hikmet Dizdaroğlu, Mehmet Kaplan,Vedat Günyol gibi yazarlarımız eserleriyle eleştiri türünün gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. ( Adnan Benk, Rauf Mutluay, Mehmet Fuat, Metin And, Asım Bezirci,Fethi Naci, Nejat Özön, Emin Özdemir, Doğan Hızlan da eleştiri yazarlarıdır.) ELEŞTİRİ ÇEŞİTLERİ TARİHİ ELEŞTİRİ : Bu çeşit eleştirilerde üzerinde durulan edebiyat ve sanat eseri, kaleme alındığı çağ veya dönemin özellikleri dikkate alınarak incelenir. Eserin edebi ve estetik niteliği, yazarın görüş ve düşünceleri ait olduğu zaman diliminin Zevk ve anlayışına göre açıklanır, yorumlanır.Bu çeşit eleştirilerde, yazarın yaşamı ve çağdaşları ile olan ilişkisi de açıklanmaya çalışılır.
TOPLUM BİLİMSEL ELEŞTİRİ : Bu eleştirilerde, ele alınan bir edebiyat ve sanat eserinin, toplumsal şartlar ve değerler bakımından incelendiğini görürüz. Eleştirmen, incelediği esere yazıldığı zamanın toplumsal özelliklerini yansıtması gereken bir belge olarak bakar.Yargılar bir takım toplumsal olay ve olgulara göre verilir.
ÖZYAŞAMSAL( BİYOGRAFİK) ELEŞTİRİ : Bu eleştirilerde yazar ile eseri arasındaki ilişkilerin ortaya çıkarılmasına önem verilir.Eserin ne gibi kişisel dürtüler veya etmenler altında oluştuğu açıklanmaya çalışılır
RUH BİLİMSEL ELEŞTİRİ : Bu çeşit eleştirilerde, eserle yazarın ruhsal yaşantısı arasındaki ilişkilerin incelenmesi amaçlanır.Eleştirmen, sanatçının duygularını, yönelimlerini, sezişlerini, içgüdülerini açıklamakla yetinmez, ayrıca eserde anlatılan kişilerin durum ve davranışlarını da yine ruhsal açıdan betimlemeye çalışır.
İZLENİMCİ ELEŞTİRİ : Bu eleştirilerde belirli ölçülere uyma zorunluluğu yoktur. Eleştirmen, ele aldığı konuyu incelerken kendisini tamamıyla bağımsız ve özgür hisseder. Onun dayandığı tek ölçüt kişisel beğenisidir.Okuduğu, incelediği eserden zevk almış veya onu bazı yönlerden beğenmiş ise eseri o duygular içinde anlatmaya çalışır.
DİLBİLİMSEL ELEŞTİRİ : Bu eleştirilerde eser, tarihi, toplumsal etmenlerle birlikte yazarın kişiliği de bir kenara bırakılarak herşeyden önce bir dil ürünü olarak ele alınır. Eser, dilbilim açısından gözden geçirilir. Eserde yer alan tipik kelime, deyim ve terimlerin durumu incelenerek yazarın anlatım özellikleri belirlenir.
ÇOK YÖNLÜ (EKLEKTİK) ELEŞTİRİ : Bu eleştirilerde edebiyat ve sanat eserleri değişik yönden değerlendirilir.Eleştirmen,ele aldığı eseri değerlendirirken tek bir öğretiden, ilke veya görüşten hareket etmez.Tarih, toplumbilim, ruhbilim vb. bilim dallarına özgü yaklaşım ve yöntemleri sırası geldikçe kullanır

Hiç yorum yok: